... ... PASTE THE CODE HERE ...
İSAR GENÇLİK AKADEMİSİ
İsar İlim İrfan Derneği

KURUMSAL



 

İSAR ARAŞTIRMA VE İLİM AKADEMİSİ

 

TAKDİM

   Çocuk ve genç, bir toplumun geleceğidir. Her toplum, kendi geleceğini garanti altına alacak, kendi değerlerini yükseltip, geliştirecek fertler yetiştirmeyi hedef edinir. Yeni yetişen nesiller ruh ve bedence sağlıklı, güçlü ve dinamik bir kişilik geliştirdikleri ölçüde toplum da güç ve kuvvet kazanacaktır. Ayrıca, gençlerin eğitimine ve öğretimine çağın gelişen şartlarını da göz önünde bulundurarak önem veren milletler, daima yükselmişler ve dünyada söz sahibi olmuşlardır.

   İslâm dini aynı zamanda bir eğitim sistemi, insanlar arası ilişkilerin temeli olan bir değerler ve davranışlar düzenidir. Bu konularda da en güzel örnek ve model, şüphesiz sevgili Peygamberimiz sav.’dır. Bir Peygamber olduğu kadar, bir eğitimci, olgun ve örnek insan olarak, onun çocuk ve gençlere yaklaşımını, onlarla olan ilişkilerini doğru bir şekilde öğrenip, bunların gerisinde yatan davranış prensiplerini kavradığımız ölçüde, kendi çocuk ve gençlerimize bunları yansıtma imkânı buluruz. Efendimiz sav, İslâm toplumunun şekillenmesinde, İslâmî değerlerin yaşanmasında ve yayılmasında gençlere büyük görevler vermiştir. Onların cesaret ve enerjilerinden gereği gibi yararlanmak için, her şeyden önce gençlerin kendine güvenli, sağlam bir kişilik geliştirmelerine imkân sağlanmasının önemini çok iyi biliyordu. Efendimiz as., sorumluluk gerektiren en yüksek görevlere hazırlanmalarını gençliğin tabii hakkı ve toplum yararının bir gereği olarak görüyordu. Bundan dolayı gençlere özel ilgi gösteriyor ve onları sürekli teşvik ediyordu. O dönemde görev ve sorumluluklarının bilincinde olan kumandanlar, âlimler ve hâkimler yetişmişse, bu ancak Efendimiz as.'in yardımı, ilgisi ve teşviki sayesinde olmuştur. 



   Efendimiz as., gençlerin ilim alanında yetişmesine büyük önem vermiştir. Zekâ ve kabiliyetine güvendiği gençlerin ilimde uzmanlaşmaları için bütün engelleri kaldırmış, başkalarına göstermediği müsamahayı gençlere göstermiştir. Efendimiz as., vahiy kâtiplerini genellikle gençler arasından seçmiştir. İslâm'a davet mektuplarını da gençlere yazdırmıştır. Bazı gençleri de, Süryanice ve İbranice gibi, o gün için çok ihtiyaç duyulan yabancı dilleri öğrenmeye teşvik etmiştir. Bu konuda, kendisiyle Yahudiler arasında elçilik yapmak üzere Zeyd b. Sabit'i görevlendirmiştir. Yine o, gençlerin fetva vermesine müsaade etmiştir. Kendisi henüz hayatta iken bulunduğu çevrede gençlerin fetva vermesine izin vermiş olması, Efendimiz as.'in gençleri ilme nasıl teşvik ettiğinin açık bir göstergesidir. O'nun fetva vermelerine izin verdiği gençler arasında Hz. Ali, Abdurrahman b. Avf, Abdullah b. Mesud, Zeyd b. sabit, Muaz b. Cebel gibi isimler bulunuyordu. 

   Efendimiz as. çoğu zaman gençleri açıkça övmek suretiyle onları daha çok öğrenmeye teşvik ederdi. Şu olay buna güzel bir örnek olabilir. Efendimiz as., Muaz b. Cebel'i, Cened'e kadı ve öğretmen olarak gönderirken, kendisine bir dava getirildiği zaman neye göre hüküm vereceğini sorar. Muaz: "Allah'ın kitabına göre hüküm veririm" der. Efendimiz as.: "Onda bir hüküm olmazsa neye göre verirsin?" diye sorar. Muaz: "Rasûlüllah'ın sünnetine göre hüküm veririm" der. Efendimiz as.: "Eğer Rasûlüllah'ın sünnetinde de hüküm bulamazsan ne yaparsın?" deyince, Muaz: "Kendi görüşüme göre hüküm veririm" der. Efendimiz sav. onun bu cevabından son derece memnun olur.(Tirmizî, Ahkâm, 3, H. No:1357.) Efendimiz sav, o tarihte yirmi altı veya yirmi yedi yaşlarında olan Muaz b. Cebel hakkında: "Ümmetim içinde helal ve haramı en iyi bilen Muaz'dır" buyurmuştur. İlimde en yüksek dereceye ulaşmış olanların gençler olması, Efendimiz as.’in bu olumlu yaklaşımından çokça pay aldığını ortaya koymaktadır. 

   Efendimiz as., gençlerde zafer ümidi ve başarı sevinci gördüğü sürece, cesaretle görev üstlenip yerine getirmeye teşvik etmiştir. Çoğu yaşlı sahabelerden oluşan ordulara, gençleri komutan tayin etmiştir. Peygamberimizin aşıladığı önemli ilkeler sayesinde gençlik öyle bir seviyeye gelmiştir ki, en zor savaşlara katılmışlar ve düşmanla en ön safta çarpışmışlardır. Bir çok savaşta sancağı, Efendimiz sav 'in bizzat kendisi gençlere vermiştir. Mesela; Tebük Savaşı'nda Beni Neccar Kabilesi'nin sancağını, henüz yirmi yaşlarında olan Zeyd b. Sabit'e vermiştir. Bedir Savaşı'nda yirmi veya yirmi bir yaşlarında olan Hz. Ali'yi sancaktar yapmıştır. Hayber'in Fethi esnasında da aynı şekilde Hz. Ali en önemli görevi üstlenmiştir. Efendimiz as., Kudaa Kabilesi üzerine göndermek üzere hazırladığı birliğin sancağını Üsame b. Zeyd'e vermiştir. Rivayete göre Üsame'nin yaşı henüz on sekiz idi. Bu birlik, arasında Hz. Ebubekir, Hz. Ömer ve Ebu Ubeyde gibi önde gelen sahabelerin de yer aldığı kırk bin kişiden oluşuyordu. Sahabelerin bazıları, bu gencin kumandan tayin edilmesini hoş karşılamayınca, Efendimiz as.onları uyararak, Üsame'yi övmüş ve desteklemiştir. 

   Efendimiz as., gençleri hür düşünmeye, faydalı şeylerden çekinmeden faydalanma ve sonucu ne olursa olsun doğru bildiğini cesaretle ifade etmeye yönlendirmiştir.

Çocuklar ve gençler bir milletin ümididir. Yarınları kendine emanet edeceğimiz bu zinde güç, ne kadar iyi yetiştirilir, ne kadar dinine, vatanına, geleneklerine bağlı kılınırsa, istikbalden o derece emin olunabilir. Bir ölçüde bütün milletlerin ortak problemi olan bu konu, yalnız resmi kurum ve kuruluşların değil, aile ve millet olarak hepimizi ilgilendirecek kadar önemlidir. Belli dönemlerde çocuğunu, gencini manevî ve millî değerleri istikametinde terbiye etmeyen, eğitimden geçirmeyen bir millet, bunun doğuracağı problemleri çözmekte bir çok sıkıntılara katlanmak zorunda kalacaktır.



   Gençliğin hem bedenen hem de rûhen eğitilmeye ve her türlü zararlı alışkanlıklardan korunmaya ihtiyacı vardır. Aile ve eğitim kurumları başta olmak üzere, medya kuruluşları ve toplum, bir hammadde durumunda olan gençliğin şekillenmesinde, kişilik kazanmasında üzerlerine düşeni zamanında yapmalıdırlar. Gençliğin önemini kavrayarak, sahip olduğu enerji ve dinamizmi, Efendimiz as., yukarıda zikredilen, gençlere verdiği önemi ve yaklaşım metodunu da dikkate almak suretiyle, iyi bir eğitimle yönlendirmeli, onlara hedefler göstermeliyiz.


   Ebû Saîd Hazretleri, gençleri görünce onlara şöyle seslenirdi: “Merhaba, ey Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in bize vasiyet ettiği gençler! Resûlullah bizlere, meclislerimizde size yer açmamızı ve hadisleri size öğretmemizi emrederdi. Çünkü siz bizim halefimizsiniz ve bizden sonraki Ehl-i Hadis siz olacaksınız.” (Beyhakî, Şu‘abü’l-îmân, II, 275).



"Bir yıl sonrasını düşünüyorsanız bir tohum ekin, 10 yıl sonrasını düşünüyorsanız bir fidan dikin, 100 yıl sonrasını düşünüyorsanız bir insan yetiştirin". Geleceğini kendisi, toplumu ve dünya insanlığı için en iyi şekilde inşa edecek; İslam gençliğinin taşıması gereken sosyal, kültürel ve fikri donanıma sahip; ahlaklı, kararlı ve gücünü  Kuran ve sünnetten alan bir neslin yetişebilmesi için iyi bir teşkilat yapısı olması gerekir. Böylelikle Milli ve Manevi değerlerine bağlı, tarihin bilincinde, ilme ve projeye önem veren, kültürlü, ufuk sahibi gençlerle durgunlaşmış medeniyeti yeniden diriltmek mümkün olacaktır.

 

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol